Biden, gümrük muafiyeti açığını ortadan kaldırmak için yeni kuralla Çin ithalatını hedef alıyor

Biden yönetimi, halihazırda düşük değerli ithalatın gümrük vergilerinden muaf tutulmasına olanak tanıyan “de minimis” muafiyet açığını kapatmayı amaçlayan yeni bir kuralla ABD ticaret düzenlemelerini elden geçirmeye hazırlanıyor.

Cuma günü duyurulan bu politika değişikliğinin amacı, 1974 Ticaret Yasası’nın 201 veya 301. Bölümleri ile 1962 Ticaret Genişletme Yasası’nın 232. Bölümü kapsamına giren ithalatlara tarifeler uygulanmasıdır.

Kural, özellikle ABD pazarını ucuz mallarla doldurmak ve potansiyel olarak ABD-Çin ticaret dinamiklerini yeniden şekillendirmek için bu muafiyeti kullanan Temu ve Shein gibi Çinli e-ticaret devlerini hedef alıyor.

Mevcut “de minimis” kuralına göre, değeri 800 dolar veya altında olan gönderiler gümrük vergilerinden muaftır.

Bu yasal boşluk, çok sayıda Çinli şirketin düşük maliyetli ürünleri ithalat vergisi ödemeden ABD’ye göndermesine olanak tanıyor.

Beyaz Saray, bu sevkiyatların yıllık 140 milyondan 1 milyarın üzerine çıkarak çarpıcı bir artış gösterdiğini bildiriyor.

Önerilen kural, belirli ticaret bölümleri kapsamındaki tüm ithalatlara gümrük vergileri uygulanarak bu açığı kapatmayı ve böylece Çinli şirketlerin bu muafiyetten yararlanma imkânını azaltmayı amaçlıyor.

Temu, Shein ve diğer e-ticaret devlerine odaklanın

Yeni kuralın, Temu ve Shein gibi Çinli e-ticaret şirketlerini önemli ölçüde etkilemesi bekleniyor.

Bu firmalar, özellikle giyim ve tekstilde ultra ucuz ürünler sunmak için de minimis muafiyetinden yararlandılar ve bu sayede önemli bir pazar payı elde ettiler.

Tarife muafiyetinin kaldırılmasıyla birlikte bu şirketler, yurtiçi alternatiflere kıyasla daha yüksek maliyetler ve daha az rekabetçi fiyatlandırmalarla karşı karşıya kalabilir.

Bu hamle, ABD’nin özellikle elektrikli araçlar ve ileri teknoloji gibi stratejik sektörlerde Çin’e olan ekonomik bağımlılığını azaltma yönündeki daha geniş kapsamlı stratejisinin bir parçası.

Biden yönetiminin Çin ithalatını sınırlamaya odaklanması, gelişmekte olan ABD endüstrilerini yabancı rekabetten korumayı amaçlıyor.

Ancak bu politika değişikliği dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ilişkileri daha da gerebilir.

Önerilen kural ayrıca, 10 haneli bir tarife sınıflandırma numarası ve muafiyet talep eden kişi hakkında ayrıntılı bilgi gereksinimi de dahil olmak üzere, önemsiz gönderiler için daha sıkı standartlar getiriyor.

Bu tedbirlerin amacı şeffaflığı artırmak ve gümrük muhafaza birimlerinin sahte beyannameleri önlemesine yardımcı olmaktır.

Yasadışı ithalat endişeleri

Kural değişikliğinin ardındaki bir diğer önemli etken ise mevcut muafiyet kapsamında fentanil ve sentetik uyuşturucular gibi yasadışı ithalatın engellenmesinin zorluğu.

Biden yönetimi, “de minimis” kuralının bu maddelerin ABD’ye girişini kolaylaştırdığını ve ciddi bir halk sağlığı tehdidi oluşturduğunu savunuyor.

Muafiyet kriterlerinin sıkılaştırılmasının kontrolleri artırması ve yasadışı uyuşturucu akışının azaltılmasına yardımcı olması bekleniyor.

301. Bölüm tarifeleri ve ticaret kesintileri

Şu anda 301. Madde tarifeleri, tekstil ve giyim ürünlerinin %70’i de dahil olmak üzere, ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın yaklaşık %40’ını kapsıyor.

Bu tarifelerin düşük değerli mallara da genişletilmesi, ticaret akışlarını daha da aksatabilir ve Çinli ihracatçıları stratejilerini ayarlamak zorunda bırakabilir.

De minimis muafiyetinin kaybı, düşük maliyetli ihracata dayanan Çinli üreticileri önemli ölçüde etkileyebilir, potansiyel olarak operasyonel maliyetlerin artmasına ve iş modellerinde ayarlamalara yol açabilir.

Önerilen kural, Biden yönetiminin ABD-Çin ticaret ilişkisinde algılanan dengesizlikleri giderme konusundaki kararlılığını vurguluyor ve her iki pazar üzerinde de uzun vadeli etkilere yol açma potansiyeli taşıyor.