Üretken yapay zeka talebi nedeniyle veri merkezi sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar üç katına çıkması bekleniyor

Yazan:
Translated by:
Tarih  Sep 9, 2024
Dinle
3 min read
  • Emissions from data centers will increase to 600 million tons by 2030, driven by the demand for AI.
  • 40% of data center emissions will come from construction, hindering net-zero goals.
  • Google's emissions rose by 48% over five years, raising concerns about tech sector net-zero goals.

Anlık güncellemeler için Invezz’i Telegram, Twitter ve Google Haberler‘de takip edin >

Morgan Stanley’in yeni raporuna göre, üretken yapay zekaya (YZ) olan talebin artması, veri merkezlerinden kaynaklanan sera gazı (GHG) emisyonlarını önemli ölçüde artırmaya hazır.

Profesyonel tüccarlardan sinyaller ve uyarılar mı arıyorsunuz? Invezz Signals™’a ÜCRETSİZ kaydolun. 2 dakika sürer.

Çalışma, 2030 yılına kadar veri merkezlerinin 2,5 milyar ton sera gazı salımı yapmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Bu rakam, yapay zekanın etkisinin hesaba katılmadığı önceki tahminlerden üç kat daha fazla.

Bu endişe verici tahmin, teknoloji sektörünün büyümeye devam ederken çevresel ayak izini ele alması gerektiğinin aciliyetini vurguluyor.

Üretken yapay zeka emisyon artışını 600 milyon tona çıkardı

Copy link to section

Raporda, üretken yapay zekaya olan talebin artmasıyla birlikte emisyonlarda da çarpıcı bir artış yaşandığı vurgulanıyor.

Veri merkezlerinden kaynaklanan emisyonların bu yıl 200 milyon tondan 2030 yılına kadar 600 milyon tona çıkması bekleniyor.

Bu artışın başlıca nedeni, büyüyen bulut hizmetlerini desteklemek için gereken veri merkezlerinin genişlemesidir.

Morgan Stanley’e göre bu emisyonların yüzde 60’ı veri merkezlerinin enerji yoğun operasyonlarından, kalan yüzde 40’ı ise inşaat malzemeleri ve altyapı üretiminden kaynaklanacak.

Veri merkezi genişlemesi net sıfır hedeflerini tehdit ediyor

Copy link to section

Yeni veri merkezlerinin hızla inşa edilmesi, net sıfır emisyon hedeflerine ulaşılmasında önemli bir engel teşkil ediyor.

Malzeme ve altyapı üretimi de dahil olmak üzere inşaat aşamasında oluşan emisyonlar, toplam karbon ayak izine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır.

Google’ın son beş yılda emisyonlarda %48’lik artışa ilişkin raporu, çevresel hedeflere ulaşmada karşılaşılan zorluklara örnek teşkil ediyor.

Teknoloji sektörünün şu anda ABD’deki yıllık emisyonların %40’ından sorumlu olmasıyla, net sıfır hedeflerine ulaşma yolu giderek daha da zorlu görünüyor.

Veri merkezlerinin çevresel etkilerini azaltma çabaları, özellikle soğutma sistemleri açısından ek zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.

Su soğutma sistemleri enerji tüketimini azaltabiliyor ancak önemli miktarda suya ihtiyaç duyuyor ve bu da su kıtlığı yaşanan bölgelerde sorunlara yol açıyor.

Bu durum, teknoloji sektörünün yeşil hedeflere ulaşma çabalarını zorlaştırıyor ve büyüyen yapay zeka sektörünün çevresel etkisini daha da kötüleştiriyor.

Morgan Stanley’nin araştırması, gerekli karbon yakalama, kullanma ve hapsetme (CCUS) standartlarını karşılamanın 15 milyar dolarlık önemli bir yatırım gerektireceğini öne sürüyor.

Raporda ayrıca gelecekteki net sıfır hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olabilecek potansiyel bir çözüm olarak yeniden ormanlandırma projeleri de belirtiliyor.

Bu bulgular, üretken yapay zekanın hızla gelişmesinin çevresel etkisini ele almak için yenilikçi yaklaşımlara ve önemli miktarda finansal taahhüde acilen ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır.

Bu makale İngilizce'den yapay zeka araçlarının yardımıyla çevrilmiş ve daha sonra yerel bir çevirmen tarafından düzeltilmiş ve düzenlenmiştir.