
Yaptırımların hafifletilmesi Suriye’nin ekonomik toparlanmasını hızlandırabilir mi?
- Suriye ekonomisinin yeniden canlanması, finansal akışların ve yatırımların sağlanması için yaptırımların kaldırılması hayati önem taşıyor.
- Gelirlerin yeniden sağlanması ve hizmetlerin yeniden inşası için petrol üretiminin ve altyapısının canlandırılması şarttır.
- Uzun vadeli toparlanma için vasıflı mültecilerin geri dönüşü ve özel sektör büyümesinin teşvik edilmesi önemlidir.
Beşşar Esad iktidarının 8 Aralık 2024’te devrilmesi, Suriye’nin önümüzdeki yıllar ve onyıllar boyunca kaderini belirleyecek bir gelişme olacaktır.
14 yıllık savaşın ardından Suriye ekonomisi harabeye dönmüş durumda. Nüfusun %90’ı yoksulluk içinde yaşıyor, Suriye Lirası değerinin %99’unu kaybetmiş durumda ve GSYİH 2011’den bu yana %80’den fazla daralmış durumda.
Bu parçalanmış ekonomiyi yeniden inşa etmek artık ülkenin en acil görevlerinden biri ancak uzmanlar bunun uluslararası yaptırımların hafifletilmesi olmadan imkansız olduğunu söylüyor.
Hasar ne kadar büyük?
Copy link to sectionBir zamanlar çeşitli ve büyüyen Suriye ekonomisi artık tanınmaz halde. Savaştan önce tarım GSYİH’nın dörtte birine katkıda bulunuyordu ve petrol ihracatın üçte ikisini oluşturuyordu.
Bugün petrol üretimi savaş öncesi seviyesinin dörtte birinden bile az, altyapı ise tahrip edilmiş veya yağmalanmış durumda.
Elektrik şebekeleri günde yalnızca birkaç saat çalışıyor, bu da aileleri ve işyerlerini karanlıkta bırakıyor.
Temel mallardaki enflasyon fırladı, döviz rezervleri neredeyse tükendi ve ülke artık kaçakçılığa ve “captagon” olarak bilinen yasadışı amfetamine büyük ölçüde bağımlı.
İyileşme için hayati önem taşıyan altyapı (yollar, konutlar ve enerji santralleri) sistematik olarak tahrip edildi ve bu durum kalkınma için uzun vadeli darboğazlar yarattı.
Bu zorluklara Suriye’nin uluslararası izolasyonu da ekleniyor. Başta ABD ve Avrupa Birliği tarafından uygulanan yaptırımlar Suriye’yi küresel ticaretten, bankacılık sistemlerinden ve finansal yardımdan kopardı.
Birçok aileye can simidi sağlayan para transferleri artık engelleniyor ve Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi kuruluşların yardım sağlaması kısıtlanıyor.
Yaptırımların rolü
Copy link to sectionYaptırımlar, Esad’ın savaş çabalarını finanse etme ve muhalefeti bastırma kabiliyetini zayıflatmak için tasarlanmıştı.
Bankacılık, enerji ve ticaret sektörlerini hedef alarak Suriye’yi küresel ekonomiden kopardılar.
Bu önlemler rejimi zayıflatmayı başarırken, sıradan Suriyelileri de perişan etti.
Ekonomik fırsatlar azaldı ve küçük işletmeler finansal kısıtlamalar ve değer kaybeden para biriminin ağırlığı altında çöktü.
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) lideri ve Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara’nın iktidara gelmesiyle birlikte yaptırımlar önemli bir engel teşkil etmeye devam ediyor.
ABD ve BM tarafından terör örgütü olarak tanımlanan HTŞ’nin de bu kısıtlamaları devralması, yeniden yapılanma çabalarını daha da zorlaştırdı.
Uluslararası finans akışları tıkanmış durumda ve yatırımcılar bu tür etiketlerle yükümlü bir hükümetle ilişki kurmaktan çekiniyor.
Uzmanlar, Suriye’nin toparlanmasının başlaması için yaptırımların kaldırılması veya hafifletilmesinin şart olduğunu savunuyor.
Yabancı yatırıma, yardıma veya ticarete erişim olmadan ekonomik istikrara giden yol neredeyse imkansızdır.
Petrol ve doğalgazın tehlikesi ne?
Copy link to sectionEnerji, Suriye’nin ekonomik canlanmasının merkezinde yer alır. Savaştan önce ülke günde 383.000 varil petrol üreterek hükümet gelirlerinin yarısını elde ediyordu. Bugün, üretim günde 90.000 varilden az ve Suriye ihraç ettiğinden daha fazla petrol ithal ediyor.
Petrol zengini kuzeydoğu, ABD destekli Kürt güçlerinin kontrolünde kalmaya devam ediyor.
Bu bölgeler, Suriye’nin en değerli petrol sahalarını da içeriyor; ancak kontrol ve yönetim konusundaki anlaşmazlıklar, bu kaynağın birleşik ulusal çerçeveye yeniden entegre edilmesinin önünde engeller oluşturuyor.
ABD’li eski enerji yetkilisi David Goldwyn gibi uzmanlar, gelir akışlarını istikrara kavuşturmak ve üretimi yeniden canlandırabilecek yabancı şirketleri çekmek için petrol altyapısının güvence altına alınması ve yeniden inşa edilmesinin önemini vurguluyor.
Mülteciler iyileşmenin anahtarı olacak
Copy link to sectionÇatışma sırasında 8 milyondan fazla Suriyeli ülkeden kaçtı. Onların geri dönüşü hem ekonominin hem de toplumun yeniden inşası için elzemdir.
Ancak pek çok kişi, yetersiz güvenlik, altyapı eksikliği ve hukukun istikrarsızlığı gibi gerekçelerle geri dönmekten çekiniyor.
Özellikle beceri, eğitim ve maddi kaynaklara sahip mülteciler kritik öneme sahip.
Yatırımları konutları, işletmeleri ve kamu hizmetlerini yeniden inşa edebilir.
Ancak onları cezbetmek sadece vaatlerden fazlasını gerektirir; işleyen kamu hizmetleri, güvenli sınırlar ve güvenilir bir hukuk sistemi gerekir.
3 milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, bu süreçte önemli bir rol oynayabilir.
Ekonomik ve siyasi çıkarların söz konusu olduğu bir ortamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yeniden imar sözleşmelerine ve Türk nüfuzunun artırılmasına ilgi gösterdi.
Esad’ın devrilmesinin ardından Türk inşaat ve çelik şirketlerinin hisse senetlerinde yaşanan artış, Suriye yönetimi ile bölgesel ortaklar arasında iş birliği fırsatlarının bulunduğunu gösteriyor.
Uluslararası destek bu gidişatı değiştirebilir mi?
Copy link to sectionUluslararası toplum Suriye’nin ekonomik toparlanmasının anahtarını elinde tutuyor. Yaptırımların geçici de olsa hafifletilmesi, finansal akışların yeniden başlamasına izin verecektir.
Bunlar arasında para transferlerine, yeniden yapılanma yardımına ve enerji ve konut gibi kritik sektörlerin yeniden inşasına yönelik özel yatırımlara izin verilmesi yer alıyor.
Ancak yaptırımların hafifletilmesi koşullarla birlikte gelir. Batılı güçler, desteklerinin Suriye’nin yeni hükümetinin siyasi reformlara, kapsayıcılığa ve insan haklarına bağlı kalmasına bağlı olduğunu açıkça belirttiler. HTS, şeffaf ve adil bir şekilde yönetebileceğini göstermelidir; bu, İslamcı kökenleri ve terörist tanımı göz önüne alındığında zorlu bir görevdir.
Uluslararası paydaşlarla güvenin yeniden tesis edilebilmesi için reformlara ilişkin net kıstaslara ihtiyaç duyulmaktadır.
Örneğin, ABD ve Avrupa Birliği, daha geniş yönetim değişiklikleri için baskıyı sürdürürken, enerji ve bankacılıkla başlayarak sektöre özgü yaptırımları kademeli olarak kaldırabilir. Bu yaklaşım, anında ekonomik rahatlamaya izin verirken ilerlemeyi teşvik eder.
Parçalanmış bir ekonomiyi birleştirmek mümkün mü?
Copy link to sectionSuriye ekonomisi sadece bozuk değil, aynı zamanda parçalanmış durumda. Yıllar boyunca farklı bölgeler farklı ekonomik sistemler altında faaliyet gösterdi. Kürt bölgeleri ABD dolarını kullandı, kuzey bölgeleri Türk lirasını benimsedi ve Esad kontrolündeki bölgeler giderek değersizleşen Suriye pounduna güvendi. Bu farklılıkları uzlaştırmak, tutarlı bir ulusal ekonomi yaratmak için kritik öneme sahip.
HTS ayrıca rekabet eden iş çıkarlarını da dengelemelidir. İdlib’den gelen yeni elitler, Halep ve Şam gibi şehirlerdeki geleneksel iş ağlarıyla çatışabilir. Dikkatli bir entegrasyon olmadan, bu rekabetler ulusal ekonomik politikaları zayıflatabilir ve toparlanma çabalarını durdurabilir.
Suriye piyasalarına güvenin yeniden inşası
Copy link to sectionSuriye ekonomisi onlarca yıldır kayırmacılık ve yolsuzlukla boğuşuyordu.
Yeniden yapılanma, rekabeti teşvik etmeyi, girişimciliği desteklemeyi ve şeffaf bir düzenleyici çerçeve oluşturmayı gerektirir.
Bir zamanlar ekonominin omurgasını oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) yeniden açılıp gelişmeleri için desteğe ihtiyaçları var.
Politikaların yeni işletmelerin önündeki engellerin azaltılmasına, korumacı ticaret önlemlerinin tersine çevrilmesine ve doğrudan yabancı yatırım çekilmesine odaklanması gerekiyor.
Piyasa istikrarı ve ekonomik planlama açısından, muhtemelen Suriye Lirası olacak ortak bir ulusal para biriminin oluşturulması da hayati önem taşıyor.
Önümüzde uzun bir yol var
Copy link to sectionSuriye liderlerinin ve uluslararası toplumun bugün yapacağı seçimler yalnızca ülkenin toparlanmasını şekillendirmeyecek; aynı zamanda ulusların en derin yıkımlardan nasıl yeniden inşa edileceğinin tonunu da belirleyecek.
Yaptırımların hafifletilmesi, ölçülebilir reformlara bağlanırsa, insani aciliyet ile uzun vadeli istikrar arasında bir köprü görevi görebilir.
Ancak güvenin yeniden inşası -Suriye içinde ve dışında- vaatlerden değil, eylemlerden geçiyor.
Eğer bu an boşa harcanırsa, bunun bedeli sadece Suriye’nin daha fazla acı çekmesi olmayacak, aynı zamanda yıllar süren yıkımdan sonra bile anlamlı bir değişimin mümkün olduğunu kanıtlama fırsatının da kaçırılması olacaktır.
Bu makale İngilizce'den yapay zeka araçlarının yardımıyla çevrilmiş ve daha sonra yerel bir çevirmen tarafından düzeltilmiş ve düzenlenmiştir.